20 Mart Dünya Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Günü Ulusal Bildirisi bu yıl Derneğimiz Kocaeli Temsilcisi ,Kocaeli Bölge Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Burhan Akçin tarafından kaleme alınmıştır.
ARKAİK BİR OYUNCAK
“ ÇOCUK TİYATROSU”
İlerlemenin gelişmenin çağdaşlaşmanın önlenemeyen arzusu ve sonucudur uygarlık.
Hayatı kullanabilme, değerli hale getirebilme…
Değerler sistemi içinde “ hayat “ mutlak büyük bir yer tutmalı
Yaşamı değerli kılabilmek, uygarlığın kaçınılmaz arzusu olmalı
Uygar olabilmek arzusu ile ilerlemek, gelişmek, çağdaşlaşmak için binlerce yıl avladık, yağmaladık, barındık, doyduk, ısındık, örtündük, korunduk, savaştık,
işgal ettik, öldük, öldürüldük!..
Hunharlaştık uygarlaşmak için!..
İlerledik
Geliştik
Çağdaşlaştık
Ve uygar olalım derken hunhar olabildik.
Değerler sisteminde yer açamadık sanata ve sanat eğitimine.
Sanatın gizemli büyüsüne yakalandık örümcek ağlarına yapışan sinekler gibi.
Güldük, ağladık, oynadık, seyrettik, alkışladık, alkışlıyoruz…
Ama; ne yapar sanat insana ve çocuklara? Nasıl değiştirir, başkalaştırır ve anlamlandırır hayatımızı?..
Anlayamadık, anlatamadık…
Sanata tutunan çocukların hayatına çoğalabilir, gelişebilir, yücelebilir tiyatro sanatını tutturamadık…
Basamaklarını yaratarak çaktığımız yaşam denen bu sonsuzluk merdiveni ile nereye tırmanacağız?
Nerede duracağız?
İlerledik
Geliştik
Çağdaşlaştık
Uygar olmayı arzuluyoruz ama tiyatro var mı hayatımızda?
Savaşlar devam ediyor!..
Çocuklar ve gençler seyircilerimiz değil savaşan askerlerdir artık
Ölen, öldüren!..
Oynayan değil tiyatroda ya da seyreden
Açlık, yoksulluk, annesiz çocuk anneler!
Meşrulaşan töre cinayetleri!
Ölen çocuklar, hastalıklar, kirlilik!
Haydi oynayalım bunları gösterelim, bağıralım, duyuralım.
Oynamıyor, göstermiyor, bağırmıyor ve duyurmuyor isek…İlerleyemedik
Gelişemedik
Çağdaşlaşamadık
Ve uygar olamadık!..Tırmandıkça basamakları, yükseldikçe sonsuzluk merdivenimizde
İlerledikçe, geliştikçe yani, uzaklaşıyoruz çocuklardan ve dünyadan
Bizler; yani oynayanlar tiyatronun büyüsünü yücelttiğimiz için ideolojinin, yönetimin, eğitimin, modanın, tüketimin ve inancın estetik aracısı oldu tiyatro.
Ey oyuncu!..
Kimse yok iken vardınız.
Yüzük kaşında bile oynardınız
Meydanda, okulda, sokakta, sahnede, fabrikada, traktörde, tarlada hep vardınız
Karanlıkta ışık saçardınız
Okunmayanı okur, yazılmayanı yazardınız
Neredesiniz?..
Şimdi uygarlığın ortasından yükselen bu cılız çığlık, ince bir sızı gibi saplanıyor benliğimize
Çocuk tiyatrosunun çığlıdır bu.
Çocuk seyircilerin, olmayan oyuncuların, okunmayan kitapların, yazılmayan kağıtların çığlığıdır bu
Ey seyirci!
Şimdi daha da uygarızBinalar, ödenekler, bütçeler, projeler, makinalar, uzmanlar, üniversiteler, gelişmiş ilerlemiş… yöneticiler daha cömert, her söz bir proje, her düşünce bir tasarım, yemek tarifleri bile edebiyat, sakız kağıtları şiir, her hareket bir oyun, karalamalar baş eser…
İlerledik…
Geliştik…
Çağdaşlaştık…
Uygarız artık!..
O kadar çoktunuz ki hiç yoktunuz
Neredesiniz?
Burhan Akçin