Edebiyatın öznesi insandır. Edebiyat insanın kendiyle, toplumla,doğayla etkileşimini ve çatışmasını konu edinir. Edebiyat topluma ayna tutar. Bunu yaparken bazen gerçeği olduğu gibi ifade ederken bazen de yeniden kurgulayarak daha iyiyi ve güzeli yaratma amacını taşır.
Daha iyi bir dünya için edebiyatı araç olarak gören bazı sanatçılar, dünya ve sanat görüşü açısından toplumcu gerçekçilikten faydalanırlar. Toplumcu gerçekçilik, sadece gerçeği ve sorunları göstermekle kalmaz. Bireye ve topluma çözümcül öneriler sunar.
Toplumcu gerçekçilik düşünen, sorgulayan, yaşadığı dünyaya ve karşılaştığı sorunlara eleştirel gözle bakmayı bilen, üreterek, kendini gerçekleştiren bir birey ve bir toplum yaratmaya çalışır.
Yaratıcı Drama, edebiyat ve toplum arasında yaşam bakımından sıkı bir bağ vardır. Yeniden üretme ,karşılaşılan engelleri aşma ve çözüm bulma açısından büyük bir paydaşlık mevcuttur. yaratıcı drama edebiyatı bireye ve topluma ulaştırmada etkili bir yöntemdir.
Bu atölyemizde toplumcu gerçekçilik , Sabahattin Ali ve Kağnı öyküsü ele alınacaktır. Atölyemizde Sabahattin ali , toplumcu gerçekçilik ve bu akımın bir öyküye yansıyıp yansımadığının tartışılması ve irdelenmesi amaçlanmaktadır.
Eğitmen: Bedii Gökpınar, Drama Eğitmeni, Türk Dili Edebiyatı / Türkçe Öğretmeni